Yüksek Teknolojide Küresel Merkez: Türkiye
Hedef 2030
Güçlü Ekonomi
Türkiye ekonomisi, 2003 yılında dünyanın 18. büyük ekonomisi konumundayken 2021 yılında 11. sıraya yükselerek rekor büyüme kaydetmiştir.1
Türkiye, 2002-2022 yılları arasındaki %5,4’lük yıllık ortalama GSYİH büyümesi ile yakın bölgedeki rakip Avrupa ekonomilerini büyüme hızı açısından geride bırakmıştır. Türkiye’nin yüksek büyüme ivmesinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği öngörülmektedir.2
Mali disipline bağlı kalan Türkiye, 2002 yılında %70’in üzerinde olan kamu borç stokunun milli gelire oranını 2021 yılında yaklaşık %38’e düşürmüştür. 2021 yılında bütçe dengesinin GSYİH’ye oranı bakımından Türkiye AB üyesi 27 ülkenin ortalamasından daha iyi performans göstermiştir.3
Türkiye, ihracatta gerçekleşen %10,3 oranındaki göz kamaştırıcı yıllık ortalama büyüme ile dünya performansının üzerine çıkmış ve ihracat hacmini son 20 yılda 36 milyar ABD dolarından 254 milyar ABD dolarına yükseltmiştir. Türkiye’nin 2002 yılında %0,6 seviyesinin altında olan küresel ihracattaki payı da bu büyümenin etkisiyle 2021 yılında %1 seviyesine ulaşmıştır.4
Türkiye, 2003-2021 yılları arasında yaklaşık 28 milyon 800 bin yeni istihdam oluşturmayı başarmıştır.5
- 1. IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, Ekim 2022 – GSYİH-Satın Alma Gücü Paritesine Göre
- IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu
- Eurostat, Hazine ve Maliye Bakanlığı, IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu
- TÜİK, Uluslararası Ticaret Merkezi
- OECD
Geniş İç ve Bölgesel Pazarlar
Türkiye’nin ekonomik kalkınma performansı, 2002 yılında 3.581 ABD doları olan kişi başına milli gelirin 2022 yılında 10.655 ABD doları seviyesine yükselmesini sağlamıştır.1
Türkiye, 85 milyonluk nüfusu ile 50 milyonun üzerinde olan ülkeler arasında kişi başına düşen GSYİH bakımından 11. büyük ekonomidir.2
Türkiye’nin 14,4 milyonluk binek otomobil stoğu, satın alma gücü artan büyük bir orta sınıfa sahip olduğunu göstermektedir.3
Türkiye’de, ürettiği mal ve hizmet ile ekonomik büyüme ve sosyal gelişimin lokomotifleri konumunda olan ve nüfusu 1 milyonu aşan 24 adet şehir bulunmaktadır. İstanbul, Avrupa’nın en yüksek nüfuslu şehridir.4
Türkiye, dünya genelinde 1 milyar tüketiciye serbest erişim sağlayabilmektedir. AB ile yürürlükteki Gümrük Birliği anlaşması ile 456 milyonluk AB pazarına doğrudan erişim bulunmaktadır.5
- TÜİK
- IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu
- TÜİK
- TÜİK
- Eurostat, Dünya Bankası; nüfus 2022 yılı itibarıyla, Ticaret Bakanlığı, TÜİK
Stratejik Konum
Türkiye, 4 saatlik uçuş mesafesinde Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi ile Orta Asya’yı kapsayan toplam 1,3 milyarlık bir nüfusa ve 28 trilyon ABD doları değerinde bir pazara kolay erişim sunmaktadır.
Türkiye’nin stratejik konumu, Tokyo’dan New York’a kadar 16 farklı saat dilimindeki pazarlara kolay ve aynı gün erişim olanağı sunmaktadır.
Türkiye Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz’e açılan liman ağı ile üretilen ürünlerin hızlı bir şekilde deniz taşımacılığı ile hedef pazarlara ulaştırılması imkanına sahiptir. Ayrıca dünyanın en geniş erişim ağlarından birisine sahip olan Türk Hava Yolları, 129 ülkede 339 noktaya uçuş gerçekleştirmektedir.
Küresel şirketler giderek üretim, ihracat ve yönetim için merkez olarak Türkiye’yi tercih etmektedir. Örnek olarak Nestle Türkiye’yi Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi için üretim üssü olarak kullanmakta, Hugo Boss’un Dünya çapındaki en büyük üretim tesisi Türkiye’de yer almakta, BSH Grup 89 ülkeyi Türkiye’den yönetmektedir.
Genç Nüfus ve Nitelikli İş Gücü
2022 yılında nüfusunun yarısı 33,5 yaşın altında olan Türkiye, AB üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında en genç nüfusa sahiptir.1
Son on yılda, Türkiye’deki bağımlı yaş oranı düşüş göstermeye devam ederek kamu harcamalarında sağlık, sosyal güvenlik ve eğitim alanları için daha yüksek bütçe ayrılmasını sağlamıştır.2
Türkiye, 34,3 milyon kişilik iş gücüyle Avrupa’nın ikinci en büyük iş gücü havuzunu oluşturmaktadır. Türkiye aynı zamanda AB ülkelerine kıyasla iş gücündeki en yüksek büyümeyi gerçekleştirmiştir.3
Nitelikli iş gücü bulunabilirliği anket ölçümlerinde Türkiye 4,48 skorla Brezilya (3,72) ve Macaristan (3,42) gibi benzer ekonomilerden daha iyi durumdadır.4
Yetkin üst düzey yöneticilere sahip olma ile ilgili anket ölçümlerinde Türkiye 4,53 skorla Brezilya (3,77) ve Macaristan (3,57) gibi benzer ekonomilerden daha iyi durumdadır.5
- TÜİK
- TÜİK
- OECD, Dünya Bankası, TÜİK
- IMD, IMD Dünya Rekabetçilik Yıllığı Yönetici Görüşleri Anketi (0-10), 2022
- IMD, IMD Dünya Rekabetçilik Yıllığı Yönetici Görüşleri Anketi (0-10), 2022
Kesintisiz Reform Süreci
Türk hükümeti, nitelikli iş gücü, yenilikçi üretim, sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir bir çevre ve kalkınma amaçlı uluslararası iş birliği için yapılan reformlara her zaman öncelik vermiştir. 2000’li yılların başında başlatılan kapsamlı reform süreci günümüzde de devam etmektedir.
2002 yılında, şirket kurmak için gereken ortalama gün sayısı 38 iken, bu sayı reform süreci doğrultusunda 7’ye düşürülmüştür. Türkiye aynı ortalamanın 40 ve 37 gün olduğu Güney Afrika ve Polonya gibi benzer ekonomilere göre de avantajlı durumdadır.1
Son 18 yılda yapılan kapsamlı reformlar sayesinde, günümüzde Türkiye uluslararası yatırımcılara uygulanan kısıtlamaların sayısı açısından 0,059’luk skorla Meksika (0,188) ve Hindistan (0,207) gibi benzer ülkeler ve OECD ortalamasının çok altında yer almaktadır.2
Türkiye, iş düzenlemelerindeki son gelişmeler sonucunda Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde kayda değer bir iyileşme göstererek 190 ülkenin yer aldığı sıralamada 33. sıraya yükselmiştir.3
- Dünya Bankası
- OECD, UDY Düzenlemeleri Kısıtlayıcılık Endeksi 2020 (1= UDY’ye kapalı; 0= UDY’ye açık)
- Dünya Bankası
Liberal Yatırım Ortamı
Türkiye’nin yatırım mevzuatı, uluslararası standartlara uygunluğu ve sadeliğinin yanında tüm yatırımcılara eşit muamele sunmaktadır.
Yatırımların teşvik edilmesi ve korunmasına yönelik ikili anlaşmalar, 1962 yılından bu yana, karşılıklı yatırım ilişkilerini geliştirme potansiyeline sahip ülkelerle imzalanmaktadır. Türkiye’nin halihazırda yürürlükte olan 86 ikili anlaşması bulunmaktadır.
Türkiye 86 ülke ile herhangi iki ülkeden birinde ödenmiş olan bir verginin, diğerinde ödenmesi gereken vergiden düşülmesine ve bu yolla çifte vergilendirmenin önlenmesine olanak tanıyan Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşmaları (ÇVÖA) imzalamış bulunmaktadır.
Türkiye 34 ülke ile Sosyal Güvenlik Anlaşması imzalamış olup, bu anlaşmalar kendi ülkeleri dışında çalışanların ülkeler arasındaki hareketini kolaylaştırmaktadır.
Türkiye’nin yatırım ortamı son yıllarda önemli ölçüde iyileştirilmiş ve uluslararası düzeyde rekabetçi bir vergi sistemiyle vergi yükü azaltılmıştır. Türkiye toplam vergi ve katkı oranı açısından %42,3’lük değerle Brezilya (%65,1) ve Meksika (%55,1) gibi benzer ülkelere göre daha rekabetçi durumdadır.1
- Dünya Bankası
Avantajlı Ar-Ge Ekosistemi
Türk hükümeti, Ar-Ge yatırımlarının toplam kamu bütçesi içindeki payını %2’ye artırmayı hedeflemektedir. 2018 yılı itibarıyla %1’in üzerine çıkan bu payın önümüzdeki birkaç yıl içinde %2’ye ulaşacağı beklenmektedir.
Türkiye’deki kapsamlı Ar-Ge teşvikleri, iyi eğitimli ve kalifiye işgücü, rekabetçi maliyet avantajları ve piyasada faaliyet gösteren birçok küresel şirket tarafından da desteklenmektedir. Tüm bu unsurların bir araya gelmesi, Türkiye’de dinamik bir ekosistem oluşmasını sağlamaktadır.
2022 yılı verilerine göre Türkiye’de tam zaman eşdeğeri (TZE) cinsinden 2022 yılında toplam 272.638 kişi Ar-Ge personeli olarak çalışmıştır. 2017 verilerine göre bakıldığında ise Türkiye Polonya, Romanya ve Macaristan gibi ülkelere kıyasla çok daha fazla araştırmacı sayısına sahiptir.1
2017 verilerine göre bakıldığında Türkiye Polonya, Romanya ve Macaristan gibi ülkelere kıyasla çok daha fazla Ar-Ge Gayri Safi Yurtiçi Harcaması yapmaktadır.2
Bugün, 100’den fazla önde gelen küresel şirket, Türkiye’deki rekabetçi Ar-Ge teşviklerinden ve gelişen ekosistemden yararlanmaktadır. Ford, Bosch, Fiat, Huawei gibi firmalar bu küresel şirketlere örnek olarak verilebilir.
- OECD, Eurostat, TÜİK
- OECD, Eurostat, TÜİK